Menu

Browsing "Older Posts"

Kategori "sağlık önerileri"

Sağlıklı Bir Ramazan Sofrası Önerileri

hafif ramazan yemekleri, ramazan mutfağı, ramazan sağlık, ramazan sofrası, ramazan yemek listesi, ramazanda beslenme, sağlık önerileri,
 
Ramazan sofranızda bunlar olmasın 

* Bal,reçel,çikolata gibi şeker ve şekerli tatlılar ani kan şekerini yükselttiği için etkisi geçtikten sonra halsizlik meydana gelebilir.

 * Hamur ile hazırlanmış,simit,çörek,pasta,börek bunlardan kilo almak istemeyenler uzak durmalıdırlar.

* Asitli kola türü ve alkollü içecekler bunların kan şekeri üzerindeki etkileri unutulmamalıdırs,

* Kolestrolli olanların uzak druması gereken enönemli yiyecek türleri yağda kızartmalar ve hayvansal iç yağlarla hazırlanmış kavurmalar

* Tuzu ve yağ içermesi nedeniyle ramazan ayı boyunca kuruyemişlerden uzak durulmalıdır.

* Çalışan veya çalışmayan herkezin uzak durması gereken en tehlikeli besinler olan sucuk,pastırma,salam,sosis den katiyen uzak durulmaludur.

* Hazır içecek ve yiyecekleri seçerken özenerek seçilmelidir içeriği bilinmeyen hazır içecek ve yiyeceklerden uzak durulmalıdır.

* Hayvansal iç yağlarla yapılmış güvenilir olamyan kuyruk yağı,iç yağı,margarin, tereyağı dan mutlaka uzak durulmalıdır.

* Ciğer,böbrek,dalak,yürek gibi sakatatlar çalışan kesimin mutlaka uzak durması gerekir,tabi bunları seven insan sayısı oldukça fazladır,peki ne yapmalı ayda bir bu yiyeceklerden güvenilir yerlerden almak veya yemek

Örnek iftar mönüsü 
* Hurma, zeytin veya su ile oruç açmak,hurma lifli olduğu için kabızlık problemini engeller,bir kepçe çorba içldikten sonra 20-30 dakika ara verilmelidir.

* Etli yemekler örneğin etli sebze yemeği,bir orta boy biftek veya köfte yemek

* Küçük bir porsyon bulgur pilavı,kepekli makarna yada esmer pirinç pilavı yenmeli,

* Bir tabak az yağlı sebze yemeği,salata,ızgara sebze yenmeli

* Yoğurt,ayran,cacık yenmeli 

* Bir dilim en fazla iki dilim esmer ekmek

Yukarıda saydıklarımızı tabiki tek seferde tüketmek imkansızdır sizler her maddeden birtanesini seçerek kendinize uygun olan bir menü seçmelisiniz.

İftar yemeğini yedikten sonra aralıklarla bol su içilmeldir,ara öğün olarak yaz meyvelerinden veya sütlü güllaç gibi hafif tatlılardan yenilmelidir.

Örnek sahur mönüsü 

 *Bitkisel bir çay,süt veya taze sıkılmış meyva sularından içilmelidir

 *Az yağlı ve tuzlu peynir

 *Bir adet suda haşlanmış yumurta sahanda yumurta ağır olur

* Beş altı adet zeytin

* İki üç ince dilim esmer ekmek

* Bir adet meyve, domates, salatalık 

* Bir veya iki tatlı kaşığı bal yada pekmez

*Beş-altı yemek kaşığı yoğurt

* Bir dilim en fazla iki dilim esmer ekmek

* Yaz meyvelerinden bir adet 

* Bol miktarda salata yenilmelidir 

Diş Ağız Sağlığı ve Diyabet

Günümüz koşullarında fast food ürünleri, hazır dondurmalar, tatlandırıcılar,düzensiz yeme alışkanlıkları,şeker hastalığını tetikleyici niteliktedi.Buda diş ve ağız sağlığında diyabetine neden olabilir.

Diş ve ağız sağlığına zarar veren hastalık olan diyabet ya da bilinen adıyla şeker hastalığı.Diş ve ağız hastalıkları riski ile ağızda ortaya çıkan diğer rahatsızlık belitilerini artırabilir.

Diş Ağız Sağlığı ve Diyabet
Diş kaybı vakalarının beşte biri diyabetle bağlantılıdır.
Diyabet ve diş sağlığı bu konularla açıklanabilir,diş eti hastalığı,ağız kuruluğu,lezzet değişimi,enfeksiyonlar,yavaş iyileşmeler diş ve ağız sağlığı diyabet belirtileri olabilir.

Şeker hastalığı ağır ve diş sağlığını doğrudan etkilemez ancak dolaylı yollardan birçok zararı bulunmaktadır.

Diyabet hastalarında ağız kuruluğu,ağızda aseton kokusu, dilde yanma hissi,dişeti hastalıkları,yoğun diştaşı oluşumu,diş çürükleri,mantar enfeksiyonları görülmektedir.

Şeker hastalığında kandaki şeker seviyesinin yüksek olması nedeniyle damarsal faaliyetlerde bozukluklar meydana gelir, oksijenin dokulara taşınması,atıkların atılması kapasitesini olumsuz etkiler. 

Bu olumsuz etkilenme ile dokuların enfeksiyona karşı direnci düşer,buna bağlı olarak plak ve bakteri birikimi kolaylaşır,diş eti iltihaplaplanmaları baş gösterir.

Kan şekerinin düşük olması diş hastalıklarına neden olduğu gibi kandaki şeker seviyesinin yükselmesi tükürüğün yapısında mevcut şeker oranını arttırdığı için çürüklere neden olmaktadır.

AĞIZ KURULUĞU ;Ağız kuruluğu yemek yerken ağrı hissedilmemesine ağız içindeki yaraların iyileşmesinin gecikmesine ve diş etki enfeksiyonlarına,ağız kokusuna yol açmaktadır.

MANTAR ENFEKSİYONU : Tükürükteki yüksek şeker ağız kuruluğuna bağlı olarak mantar enfeksiyonu riskini artırır. Dudak köşlerinde kızarıklık ve çatlar olarak kendini gösterir. Sigar içenlerde ve diş protezi kullananlarda sıkça rastlanılır.

TEDAVİ : Diyabetik problemleri olan hastalarda diş tedavi uygulamaları öncesi açlık kan şekeri ve H1A1c kan test sonuçlarını değerlendirmek gerekir. Açlık kan şekeri 180 mg/dl'nin altında olması gerekir.

Yüksek çıktığı durumlarda hastayı diyabetin kontrol altına alınması gerektiği yönünde uyararak uzman doktoruna yönlendirmek gerekir.Şeker seviyesinin bunun üzerinde olması halinde yapılan cerrahi işlemlerde yüksek enfeksiyon riski bulunmaktadır. 

Diyabet Hastalarında Diş Tedavileri

Diyabet hastalığında,doktor kontrolünde,gerekiyorsa insülin tedavisi almak ve özel bir beslenme programı uygulamak gerekir.Bir diyabet hastasının hayatını kaliteli idame ettirebilmesi açısından ağız diş sağlığının tam olması gerekir.

Sağlıklı yiyeceklerin alımının azalması, vitamin, mineral, lif ve protein diyetinde bozulmaya neden olur. Bu durum dişsiz hastalar tarafından kolesterol ve yağdan zengin diyetle telafi edilir. 

Bu yüzden diyabet hastalarının beslenme ve diyet kontrolü için ağız sağlığı ve kaybedilmiş dişlerin fonksiyonel olarak tekrar kazandırılması önemlidir.

Birçok çalışmada azalmış çiğneme fonksiyonu ile dişsiz hastaların aldığı sebze, meyve, et ve ekmek miktarı arasında güçlü bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. 


Bayram İçin Şeker Alternatifleri

bayram sağlık, bayram sağlık önerileri, bayram şekeri, bayram şekeri alternatifleri, sağlık önerileri,

Ramazan ayı bitimiyle başlayan bayramda tüketilen şekerli besinler,tatlılar,hamur işleri kilo alımlarına neden olmaktadır. 

Bunun haricinde; gaz sıkıntıları,şişkinlik,hazımsızlık,mide bulantıları,baş ağrıları,tansiyon yükselmeleri,şeker komaları gibi sağlık problemleri de ortaya çıkabilmektedir.


Vücudumuz oruç tutmaya alışmışken ramazan ayının bitimiyle birden yemeklere,şekerli besinlere yüklenip çok yemek tabi olarak bünyemizde birçok hastalığın oluşmasına neden olmaktadır.Bayramda beslenmemize dikkat ederek sağlığımızı koruyabilirsiniz. 

Bayramda ikram edilen baklava gibi şerbetli tatlılar,şekerler,pastalar,çikolatalar,hamur işleri meşrubatlar,şekerli ve asitli içecekler bireylerin hem kilo alımlarına sebebiyet vermekte; hem de kan şekerlerinde hiç istemediğimiz dalgalanmalara neden olmaktadır. 

Özellikle diyabetli bireylerde bu besinleri tükettikten sonra kan şekerlerinde meydana gelen hızlı yükselme, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. 

Tüm bu sebeplerden dolayı misafirlerinize yaptığınız ikramların cinsine, çeşidine, hatta miktarına dikkat etmelisiniz.

Bayramda tatlı ve hamur işleri tüketimi artmakta;fakat meyve,sebze tüketimleri azalmaktadır. Yetersiz miktarlarda alınan posa bağırsakların düzensiz şekilde çalışmasına  neden olabilmektedir.

Bayram ziyaretleri günlük beslenme düzenini değiştirebilmektedir.Kişiler öğünlerini atlayabilmekte,dolayısıyla sağlıklarını riske atabilmektedirler.Bayramda öğünlerin düzenine mutlaka dikkat edilmeli,5 öğün beslenilmelidir.

Tatlı olarak

Ağır şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar;sütlaç,güllaç,muhallebi,tavuk göğsü gibi veya meyve tatlıları;ayva tatlısı,armut tatlısı,elma tatlısı gibi tercih edilmelidir.İkramda bulunduğunuz misafirlerinizin hem sağlıklarını korumuş olursunuz.

Meyve ikram edin
En doğal sağlıklı besinlerin başıda yer alan meyvelerden misafirlerinize ikram edebilirsiniz.Hem çok sağlıklı hem de yaz mefsimi olduğu için sulu besinlerdir.Karpuz,kavun,armut,erik,üzüm, şeftali gibi meyvelerden oluşan bir meyve tabağı hazırlayabilirsiniz.

İçecek olarak
Bayram ziyaretlerinde genellikle kola,diğer asitli içecekler,hazır meyve suları ikram edilmektedir. Kan şekerini hızlı şekilde yükseltme özelliği olan ve fazla miktarda kalori içeren bu içecekler yerine; misafirlerinize taze sıkılmış meyve suları,ayran,evde yapılmış şekersiz limonata, şekersiz kompostolar,su,maden suyu,doğal bitkiçayları ikram edebilirsiniz.

DİŞ LEKESİ NEDİR NASIL GİDERİLİR

diş bakımı, diş beyazlatma, diş sağlığı, diş tedavisi, doğal diş bakımı, sağlık önerileri,

"Bembeyaz dişler muhteşem gülüşler" işte bu her insanın isteği,ne yazık ki  insanoğlunun isteklerinin gerçekleşmesi için bazı alışkanlıklarından feragat etmesi gerekiyor.

Önce Diş Lekesi Nedir? Sorusunu yanıtlamak lazım, 

Dişlerin min ve dentin tabakasında oluşan yediğimiz ve içtiğimiz besinlerden kaynalanan ayrıca tedavi sürecinde kullanılan antibiyotiklerden oluşabilen lekelerdir.

 Diş lekeleri kişiyi görünüm açısından rahatsız eder,fakat kısa süreli tedavi işlemleri sayesinde bu rahatsızlıktan kurtulabiliriz,
Peki dişteki lekelere hangi besinler neden olur?

Yoğun asit içermeleri nedeniyle soda ve kola diş minesinde leke yapar.

Ülkemizde vazgeçilemeen çay ve kahve içerdikleri doğal renklendiricileri nedeniyle dişlerde leke yapar.

Vitamin deposu diye adlandırdığımız vişne suyu ve havuç suyu içerdikleri "kromojenic" maddesi nedeniyle dişlerde leke yapar.

Yaşadığımız yüzyılın vazgeçilmezlerinden enerji içecekleri ve hazır gıdalarda bulunan gıda boyaları dişlerde leke oluşumunu hızlandırır.

diş bakımı, diş beyazlatma, diş sağlığı, diş tedavisi, doğal diş bakımı, sağlık önerileri,

Diş Lekeleri Tedavisinde Kullanılan Yöntemler

Diş Beyazlatma : Diş beyazlatmada 2 yöntem kullanılır birincisi ev tipi beyazlatma yönetimidir.  

Lekeli diş için ağız ölçünüze uygun kalıplar hazırların içine ilaç konularak dişlerin üzerine yerleştirilir. 

Günde ortalama 4-6 saat takılması gerekir, ikincisi ise muayehanede kullanılan diş beyazlatma işlemidir. 

Diş gözeneklerinin temizlenmesinde "hidrojen peroksit yani oksijenli su veya türevi "karbamit Peroksitli jeller"kullanılarak, lazer ışığı verilerek yaklaşık 45 dakikalık süre içerisinde gerçekleşen bir beyazlatma yöntemidir. 

Bu yöntemde dokular özel koruyucularla korunduğu için diş minesine zarar vermediği gibi beyazlama diş minesinin rengine bağlı olarak beyazlıyor.

Yaprak Porselen Uygulaması ; Diş beyazlatma yöntemi ile sonuç alınamayan ileri derecedeki antibiyotik ,flok lekelerinin kalıtsal yapı ve renk bozukluklarında etkili bir yöntemdir. 

Laminate venerler ince porselen yapraklardır, ışık gerçirgenliği sayesinde doğal bir görünüm veren porselen venerler kişinin dişinin yüzeyinde 0,15 mm ile 0.30 mm aşındırma yapıldıktan sonra , dişin ön yüzeyine yapıştırılarak , güzel ve sağlık bir diş görünümü kazandıran bir yöntemdir. 

Bireyler bu yöntem ile rahatsız oldukları renkleşmelerden kurtulabilmektedir.

DONDURMA TÜKETİMİNE DİKKAT

dondurma sağlık, dondurma tüketimi, dondurma yeme, dondurma üretimi, sağlık önerileri, sağlıklı dondurma,

Sıcak yaz günlerinin vazgeçilmezi dondurmalar,çilekli, vanilyalı,kakaolu  kim dondurmaya hayır diyebilir ki , hem çocukların hemde biz yetişkinlerin vazgeçilmezidir dondurma.

Ne yazık ki  üretilen hazır dondurmalar ; süt tozu,glikoz şekeri,kanserojen renklendiriciler ,katkı maddeleri ile artık eski tadının yerine hastalıklar getiren bir felaket gibi,  

İnsan sağlığını yok sayarak   E-441 koduyla belirtilen jelatin  birçok gıda maddesinde olduğu gibi artık dondurmalarımızda da kullanılıyor.

Her gün tükettiğimiz hazır dondurmalar insan sağlığını zorlamaya devam ediyor. 

Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinin " Dondurma Tebliği"ne göre dondurmanın içinde süt,kaymak,salep,şeker,yumurta sarısı ve doğal aroma,meyve parçacıkları  bulunması gerekirken , satılan dondurmaların çoğu "Buzlu Ürün "olarak sadece su buzu,meyveli buz,sütlü buz,bitkisel yağlı süt buzu,katkı maddeleri kullanılarak üretiliyor.

Her ne kadar " Mamüllerimizin hiç bir çeşidinde domuz ve domuz yağından elde edilmiş katkı maddeleri kullanılmamaktadır " denilsede , bir çok üründe E -441 kodu ile belirtilen jelatin maddesinin kullanıldığı, bu maddenin domuzdan elde edildiği, sığır jelatinin olsa dahi islami üsüllere göre kesilmiş olması gerektiğinide unutmamak gerekiyor. 

Artık bir kısım üreticiler yaptıkları işten elden edecekleri kar marjı için insan sağlığını tehlikeye atmaktan gözünü bile sakınmıyor. 

Artık süt tadını veren süt tozu, doğal tatlandırıcılar yerine glikoz, doğal meyveler yerine  gıda boyaları, katkı maddeleri eklenerek elde edilen  ürünleri hiç dikkat etmeden tüketiyoruz.

Yetişkin ve  çocuk olarak vazgeçemediğimiz katkı maddeleri ile üretilen hazır dondurmalar insanların mineral dengesini bozuyor, hiperaktivite,dikkat dağınıklığı,huysuzluğu artırıyor,böbreklere zarar veriyor, koroner kalp hastalığı ve şeker hastalına  yol açtığı gibi bağışılık sistemini zayıflatıyor, kanseri tetikliyor ve günümüzün en revaçta olan hastalığı şişmanlığa neden oluyor.Hal Böyle İken Ne Yemek Gerektiğine Dikkat Etmenin Tam Zamanıdır.


Güneş Altında Beslenme Nasıl Yapılmalı

Güneş Altında Beslenme Nasıl Yapılmalı

Boğucu yaz sıcakları geldi güneş ışıkları dünyamıza daha yakın daha dik ve daha etkili geliyor artık,bol güneşli uzun günler yaşıyoruz 4 ay boyunca güneş ışınları içimizi ısıtacak, tenimizde yaz sıcaklığının mutluluğunu yaşayacağız.

Öğlen saatlerinde güneşin dünyaya dik vurduğu saatlerde dışarıya çıkmamak lazım,çıkmak zorunda olanlar açık renkli giysiler giymelidir ve mümkünse kuyu olmayan açık renkli şemsiyeler kullanılmalıdır.

Gün içinde en az 1,5-2 litre sıvı tüketilmelidir bu sıvı ağırlıkta su olması daha faydalı olur,sıvı tüketimini yeterli şekilde yapmayanlarda böbrek ağrıları oluşabilir.Allahın kullarına sunduğu en önemli meyvelerden olan karpuzu hem sağlık için hemde serinlemek için bol miktarda tüketmeliyiz.

Güneş Altında Beslenme Nasıl Yapılmalı

Tabiki bu yaz neşesinin yaz heyecanını korkulu hale getiren bir etken var güneş. Güneşteki ultraviyole ışınlarının yaşlanmayı hızlandırıcı ve kanser riskini arttırıcı etkileri olduğu artık kesinleşti.Dış ortama çıkmadan yarım saat önce cildinize uygun güneş kremi kulanmak büyük ölçüde güneşin verdiği zararları azaltır.

Ama ultraviyole ışınları aynı zamanda deri ile direk temas ederek D vitamini oluşmasını sağlıyor tabi bu D vitamini çocuklar için çook önemlidir yeterince güneşe çıkarılmamış çocukların fiziksel yapılarında problemler oluşabilir. 

Güneş Altında Beslenme Nasıl Yapılmalı

Bunun için ağırlıkta çocukların gelişimi için gerekli olan D vitamininin en önemli kaynağı derimizin güneş ışığı ile temas etmesi ile üretilen D vitaminidir. D vitamininin besinler ile elde edilmesi yok denecek kadar azdır.Dolayısıyla her gün en az 10- 15 dakika direk güneş ışığı görmeliyiz ki; D vitamini eksikliği ve buna bağlı sağlık problemleri yaşamayalım.

Güneş ışınları sağlığımız için hem olmalı hem de sakınılması gereken bir tehlike durumunda. Güneşten hem faydalanmalı hem de zararlarından kaçınmalıyız. Bunun için beslenmemize özen göstererek, vitamin ve minerallerin gücünden faydalanabiliriz.

Güneşe karşı korunmamızı sağlayacak antioksidan vitamin ve minerallerin en etkilileri; 

A,C ve E vitaminleri ile çinko ve selenyum mineralleridir. Bu vitaminleri besinlerin içinden doğal yapılarında almak sağlığımızı korumak ve geliştirmek için en garantili yoldur.

GÜNEŞ ÇARPMAMASI İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

güneş bakım, güneş sağlık, güneş çarpması, sağlık önerileri, sıcak hava sağlık önerileri,

Afrika dan gelen sıcak hava nedeniyle artan hava sıcaklıkları beraberinde güneş çarpması, sicak bitkinliği, sıcak krampları,isilik gibi rahatsızlıklarıda beraberinde getirmektedir.

Güneş etkenli bu hastalıklar en çok dört yaşın altındaki çocukları, 65 yaş üzeri bakıma muhtaç yaşlıları, kronik hastaları (şeker hastalığı,kalp-damar hastalıkları-psikolojik hastalıklar) hamileleri, açık alanda çalışan işçileri, sokak çocuklarını ve evsizleri etkilemektedir.

Normalin üstünde seyreden sıcaklıklarda güneş çarpan bir kişinin hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınması ve kesinlikle içmesi için sıvı verilmemesi gerekmektedir.

Yaz ayının gelmesi ile birlikte sık sık güneş yanıkları,sicak bitkinliği,güneş çarpması gibi rahatsızlıklar ortaya çıktığı gibi güneş ilerleyen yıllarda sağlığa ciddi zararlar vermektedir. 

Uzun süre maruz kalındığında ciltte erken yaşlanma, deri kanseri,güneş lekeleri gözde katarakt gelişimi gibi rahatsızlıklarda neden olmaktadır.

 Sıcakla Gelen Rahatsızlıklar ve Önlemleri

Sıcak Döküntüsü( isilik) : Nemli ve sıcak havalarda vücut ısının arması ile salgılanan ter ile derinin tahriş olmasıdır. Her yaşta görülmekle beraber özellikle bebeklerde görülen küçük kızarıklıklar şeklinde sıklıkla boyun,dirçek iş yüzü,göğüs gibi kıvrım yerlerinde görülür. 

Kızarık Bölgeler kuru tutulmalı daha serin ve  daha az nemli ortam sağlanmalıdır.

güneş bakım, güneş sağlık, güneş çarpması, sağlık önerileri, sıcak hava sağlık önerileri,

Sıcak Krampları , Aşırı aktiviteye bağlı olarak vücudun hız bir şekilde tuz ve su kaybının oluşmasından kaynaklı genellikle bacak ve kol kaslarınının fizikler hareketliliği sırasında meydana gelen spazm şeklinde görülür. 

Bu gibi hallerde yapılan aktivite durdurularak sakin ve ve serin bir yerde oturulmalı, mineralli içeçekler ve meyve suları içirilmelidir. Krampın meydana geldiği andan itibaren yaklaşık bir  saat hareket edilmemelidir, bu süreye rağmen kramlarda düzelme olmadığı taktirde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Güneş Yanığı ; Uzun süreli güneş ışığına maruz kalmakla meydana gelen, kişide ateş ,su toplaması ve siddetli ağrı şeklinde ortaya çıkan rahatsızlıktır. Bir yaşından küçük çocuklar hemen hastaneye götürülmelidir. Yetişkinler de ise yanık olan bölgeler soğuk su ile silinmeli, tıbbi losyon sürülmeli, yağ,salça,yoğurt gibi maddeler kesinlikle sürülmemelidir. İleri derecedeki yanıklar için sağlık kuruluşuna başvuru yapılarak yardım alınmalıdır.

Sıcak Bitkinliği ; Buna kısıca güneş çapmasının hafif geçirilmiş halide denilebilir. 

Daha çok yüksek tansiyon hastalarında, güneş altında çalışanlarda aşırı terleme,yorgunluk,halsizlik,bayılma hissi  şeklinde ortaya çıkar. Deri soğuk ve nemlidir. 

Bu gibi durumlarda  hastalanan kişi serin bir yerde istirhate geçilmeli, sırt üstü yatarılarak bacakları yükseltilir, ıslak bir havlu yardımlıyla serinletilir, bol muktarda sıvı verilir özellik tuzlu ayran içirilir.

Güneş ve  Sıcak Çarpması ; Kişinin  ateşinin 39.4 derecenin  üzerinde olduğu,acil olarak tedavi edilmez ise ölüme yada kalıcı hasara neden olabilecek bir rahatsızlıktır. 

Deri kuru, kırmızı ve sıcaktır, terleme yoktur, bunlantı,kusma baş dönmesi , görme niteliğinin bozulması ile komaya kadar gidebilen suur bulanıklığı veya şuur kaybı şeklinde gözlemlenir. 

Bu gibi hallerde kişi hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınarak üzerindeki kıyafetler gevşetilmeli, soğuk su veya soğutucularla vücudu soğultulmaya çalışılması kesinlikle içmesi için sıvı verilmemeli ve en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir.

güneş bakım, güneş sağlık, güneş çarpması, sağlık önerileri, sıcak hava sağlık önerileri,

Sıcaklarda Dikkat Edilmesi Gerekenler

1- Kafein,alkol ve şeker içeren içecekler sıvı kaybına yol açtığı için fazla tüketilmemelidir.

2- Vücut ısısını düşürmek için her gün sık sık duş alınmalı, mümkün olmadığı hallerde el,ayak,yüz ve ense soğuk su ile yıkanmalı veya silinmelidir.

3- Hergün en az 21-14 su bardağı kadar sıvı tüketilmelidir.

4- Spordan vazgeçemeyenler her bir saatlik spor için ekstreden 2-4 bardak su içmelidir.

5- Kapalı ortamlar  ve Park etmiş araçlarda bebek,çocuk ve engelli insanlar   bırakılmamalı.

6- Yemekleri pişirirken kızartma yerine,haşlama,ızgara veya az suda pişirme gibi sağlıklı öntemler tercih edilmelidir.


DİKKAT YAZIN ZATÜRRE OLABİLİRSİNİZ

sağlık önerileri, yaz hastalıkları, yaz zatürre, zattüreden korunma, zatürre,

 Yazın zatürre olunur mu,o kış hastalığı falan demeyin,Alerjik bir bünyeniz varsa minik bir soğuk algınlığı bile sizi yataklara düşürmeye yetebilir.

Alerjik bünyesi olanların yazın zatürreye yakalanma ihtimali oldukça yüksektir.

Alerjik Zatürre,havalandırma ve klima sistemlerinde üreyen küf mantarlarının solunması nedeniyle  solunum yollarının salgı üreterek broşları daraltması sonucu, nefes borularının içinde biriken mukus tıkaçlara ve mikrobik ajanlara bağlı olarak oluşan yaz aylarında sık sık görülen zatürrelerden biridir. 

Mikrobik ajan denilen bu bakteriler  şebeke yoluyla tüm sulu sistemelere geçiş yapar özelikle,duş,duş başlıkları,sulu havalandırma tankalı,kötü sular, nem vericiler,klima ,buhar odaları gibi sulu ortamlarda üreyen mikrobik ajan adlı bu baktariler  daha çok oteldelerde,toplu ortamlarda rastlanılan bir hastalıktır.

Hastalık,halsizlik, kas ağrıları,baş ağrısı,karın ağrısı,bulantı,kusma ishal gibi zatürrelerde az görülen belirtilerle birlikte,zatürerlere özgü öksürük,ateş,sırt ağrısı, gögüs ağrısı,nefes darlığı" gibi akla getirilecek zatürelerin  başında gelir,tedavi edilmediği taktirde  şok,koma ve  ölüme bile neden olabilir.

sağlık önerileri, yaz hastalıkları, yaz zatürre, zattüreden korunma, zatürre,



Kan Grubuna Göre Nasıl Doğru Beslenmeliyiz

Kan Grubuna Göre Nasıl Doğru Beslenmeliyiz

Kan ve Beslenme başlıklı yazımızda kan grubunuza göre nasıl doğru besleniriz,neleri yemeli, neleri yememeliyiz konusu üzerinde duracağız?

AB Grubu

Mükemmel bir bağışıklık sistemine sahip olan AB grubu insanları,alerji ve enfeksiyonu kendilerinden uzak tutabilirler.

1- Bazı solunum sistemleri sorunlarına yol açmaması için süt ürünleri,peynir ve yumurta tüketilmemeli veya daha az tüketilmelidir.AB grubuna haftada 4-5 porsiyon et ve balık yemeleri öneriliyor,tahıllı yiyecekler yerine pirinci öneriliyor.

2- Mefsimine göre bol miktarda somon,yeşil zeytin,biber,mantar,ıspanak,fındık,çam fıstığı,ceviz yiyin.

3- Yasak olan ve haftada en fazla 1 kez tüketilmesi gereken besinler ise;kuzu eti,alabalık,soya fasulyesi,karnıbahar,salatalık,domates,kestane,şamfıstığı,susam,ayçiçeği yağı size sakıncalıdır. 

4- Ayda enfazla bir porsiyon tüketilmesi gereken besinler;biftek,tavuk,uskumru,beyaz peynirdir. 

5- Besin eksikligiğini gidermek veya takviye olarak 10 günde bir kalsiyum,potasyum ve folik asit açısından zengin günlük multi vitamin alabilir. 

Kan Grubuna Göre Nasıl Doğru Beslenmeliyiz

A Grubu

Genellikle hareketsiz bir yapıya sahip olan A gurubu kana sahip olanlar;hayvansal besinlere çok fazla ihtiyaç duymazlar.Sindirim sorunu yaşamak iatemiyorlarsa bunları fazla tüketmemelidirler.

1- Buğdaydan yapılmış ürünler yerine pirince ağırlık vermelidirler,çok fazla et ve süt ürünleri tüketmemelidirler.

2- Haftada en fazla 2 yumurta tüketebilirler.Bol miktarda balık,somon,mezgit,ton balığı tüketin. 3-Balkabağı,pirnç patlağı,tatlı patates,zeytinyağı,soğan,çam fıstığı da tüketilmesi önerilen yiyeceklerdir. 

3- Haftada birden fazla tüketilmemesi gereken besinler ise;kestane,mantar,susam,biberdir. 

4-Domates,ıspanak,yeşil zeytini ayda bir tüketiniz. 

5-Potasyum bakımından zengin yiyecekler tüketin,sindirime yardımcı takviyeler alınız.

B Grubu

B kan gurubuna sahip olan insanlar;dengeli bir şekilde hem et hem sebze yemeliler. B grubundakiler genellikle güçlü bir bağışıklı sistemine sahiptirler.

1-Oda iklimledndirmesini klima ile yapan kişiler kuru ortamlarda bulunurlar bu kişiler süt ürünlerini fazla tüketmekten kaçınmaları gerekiyor. 

2- Haftada 4-5 porsiyon et,balık tüketin,hindi,somon,pirinç,salatalık yeşil zeytin,mantar, çiğ ıspanak,fındık,ceviz tüketiniz. 

3- Haftada birden fazla tüketilmemesi gereken besinler ise;biftek,yoğurt keçi peyniri,yulaf ezmesi,elma,biber,lahana,susamdır.

4- Ayda enfazla bir porsiyon tüketilmesi gereken besinler;tavuk eti,uskumru,barbunya,domates ve karnıbaharı ayda birden fazla tüketmeyiniz.

5- Üç günde bir alınacak demir takviyesi ve kalsiyumla folik asit bakımından zengin vitamin kullanılabilir.

0 Grubu

Oldukça atletik bir bedene sahip olan 0 kan gurubuna sahip olanlar;bol kardiyo egzersizine ve enerji seviyelerini yüksek tutmak için proteinden zengin kırmızı et tüketmeye ihtiyaç duyuyorlar.

1-Çok fazla süt ve süt ürünleri tüketmekten,unlu mamuller yemekten kaçınmalı ve sadece sebze yiyerek diyet yapmamalıdırlar. 

2-Haftada ortalama 9-10 porsiyon et ve balık tüketebilirsiniz.Kırmızı et,biftek,hindi,somon, havuç,mantar,biber,çiğ ıspanak,fındık,çam fıstığı,ceviz ve zeytinyağı tüketebilirler. 

3- Haftada birden fazla tüketilmemesi gereken besinler ise;tavuk,kuzu eti,alabalık,keçi peyniri, yulaf ve yulaf ezmesi,karnabahar,lahana,şamfıstığı ve ayçiçeği yapı tüketimi haftada bir ile sınırlandırılmalıdır.


4- Ayda enfazla bir porsiyon tüketilmesi gereken besinler; Uskumru,beyaz peynir,kaşar peyniri, fasulye,bezelye,barbunya,mercimek ve susam en fazla ayda bir porsiyon yenilebilir.

5- 0 gurubu kanı olanlar potasyum açısından zengin folik asit,kalsiyum içeren besinler tüketmelidirler.



Güneşe Altında Vücut Direncimizi Arttıran Vitaminler

güneiş altında beslenme, güneş d vitamini, sağlık önerileri, ultraviyole ışınlardan korunma,

Güneşe altında vücut direncimizi arttıran vitaminler
Vüvut için A vitaminin faydaları:A vitaminini süt ve yumurta sarısı yüksek miktarda içermektedir.A vitaminine bitkisel ürünlerdende ulaşılabilinir bunların en önemlileri ıspanak, yeşilbiber,havuç,kayısı,domates ve turunçgillerdir.

Vücudumuz için gerekli olan günlük A vitamini almak için;her sabah bir adet yumurta yemelisiniz tabi alerjimiz yoksa.Sabah kahvaltında ve diğer öğünlerde domates ve yeşilbiber sürekli tüketilmelidir. Ülkemizin engüzel besinlerinden biri olan sıcak havaların dostu ayran gün içinde sürekli tüketilmelidir neden mi?yoğurt,su ve tuz ile yapılan ayran birçok besin öğesinden daha kaliteli bir içecektir.

Ayrıca ayran; A vitamininin yanında D vitamini, B6 ve B12 vitamininden, kalsiyum ve fosfor yönünden de zengindir.Tuz eklendiğinde sodyum ve klor mineralleri yönünden de zengi olur.

Sıcakta güneş altında terlemeye bağlı olarak vücuttan su ve mineral kaybının yoğun olduğu günlerde bu kayıpları karşılayarak sıvı dengesini düzenler.Ayran sindirim sisteminin düzenlenmesine de yardımcı ve iyi bir protein kaynağı olan ayran,gelişim çağında olan çocuklar için ideal içecektir. Zayıflamak isteyen bayanlar ara öğünlerde rahatlıkla ayran içebilir tokluk hissi verir.

Vüvut için C vitamini faydaları: Yeşilbiber,çilek,portakal,limon,greyfurt başta olmak üzere maydanoz, asma yaprağı ve bütün meyve ve sebzeler C vitamini kaynağıdır.Vücudumuzu gün içinde güçlü kılmak için şeftali, kayısı, kavun, karpuz gibi taze mevsim meyvelerini yemek güneşe karşı yoğun antioksidan alımı ile vücudumuz güçlenir.

güneiş altında beslenme, güneş d vitamini, sağlık önerileri, ultraviyole ışınlardan korunma,

Vüvut için E vitamini faydaları: Bitkisel yağlar, fındık, fıstık, ceviz gibi yağlı tohumlar, tam tahıl taneleri, yeşil yapraklı sebzeler E vitamini ihtiyacının karşılamakta ana kaynaktır. Her gün 1 avuç bu kuruyemişlerden yemeli ve öğünlerde yeşil yapraklı sebzeleri soframızdan eksik etmemeliyiz.

Vüvut için Çinkonun faydaları: Yumurta,et,peynir,badem,ceviz,bulgur,mantar,kuru fasulye,balık,süt zengin çinko kaynaklarıdır.Yeterli çinko alımı güneşin cildimizde oluşturabileceği yıpranmayı engeller. Haftada bir gün kurubaklagil yemeli, haftada bir-iki gün de balık yemeliyiz. Ekmek tüketimini için tahıllı etmek seçmek uzun süre tokluk hissi oluşturması yanında,gerekli B vitamini alımının sağladığı gibi vücudu için gerekli olan çinko alımınada dadestek olur.

Vüvut için Selenyumun faydaları: Balıklar yani deniz ürünleri,et,soğan,sarımsak,tahıllar selenyum yönünden zengindir.Selenyumun güneşe karşı yüksek derecede koruyucu özelliği vardır ve bağışıklık sistemimizi güçlendirir.Selenyumun yüksek miktarda bulunduğu balığı haftada bir veya iki gün yiyerek vücudumuzun selenyum ihtiyacını karşılamış oluruz.

güneiş altında beslenme, güneş d vitamini, sağlık önerileri, ultraviyole ışınlardan korunma,
Vüvut için Magnezyumun faydaları: Magnezyum cilt güzelliği ve vücud direnci için gerekli en önemli vitamin kaynağıdır magnezyumu kakao,çikolata,ıspanak,yağlı peynir,yeşil yapraklı sebzeler,fındık,fıstık ve ceviz gibi yağlı tohumlar zengin magnezyum kaynaklarıdır.


SU İÇME Kültürünü Geliştirmek

sağlık önerileri, su, su diyet, su içme, su içme kültürü, su kilo verme, su sağlık, su özelliği,

İnsan,su içmeden üç gün yemek yemeden yedi gün yaşamını sürdürebilir,görüldüğü gibi susuz ancak üç gün yaşayabiliyoruz su,insan yaşamı için son derece önem arz etmektedir.

Yetişkin bir insan vücudunun ortalama yüzde 60’ını su oluşturuyor,yaş ilerledikçe suyun yerini yağ almaya başlıyor.

Yetişkin bir insanın günde ortalama 1,5-2 litre su tüketmesi gerekiyor.Yetişkinlere göre çocukların vücudunun su oranı oldukça yüksektir.

Günboyu tüketilen su miktarının,organlarımız üzerinde hayati bir etkisi vardır,sağlık açısından özellikle doğal mineralli ve Ph’ı yüksek olan suların tüketilmesi gerekir.

Ph bir sıvının asidik veya bazlığını gösteren ölçüdür.Ph değeri 0-14 arası bir rakamla belirtilir Ph değeri 7 den az olan sıvı asidik yüksek olan sıvı ise alkali olarak bilinmektedir.

Suyun Ph derecesi suyla karışmış hidrojen miktarını gösterir.Mümkün derecede Ph değeri 8 in üstündeki sular tüketilmelidir.

Besinler ile alınan kalsiyum ve minerallerin bir kısmını içtiğimiz sudan da alabiliriz,doğal mineralli ve Ph değeri yüksek su tüketilmesinin beden sağlığı açısından yararlarının yanı sıra kemik gelişiminde de yararları bilinmektedir.

Sadece su içerek haftalarca insan yaşaya bilir çünkü suyun içinde bulunan minareller vücudun ihtiyaç duyduğu yeterliliğe sahiptir.Hem kendimiz hem de çocuklarımız için su içme kültürü kazandırmalıyız.

Sabah kalktığınızda ilk yapmanız gereken işlerin başında iki bardak su içmek olmalıdır.

Hamile bayanların süt emziren annelerin su tüketimini artırmaları gerekir bazı hazır sularda bulunan değişik besin değerlerine göre vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinleri bulabiliriz örneğin demir eksikliği olan bir bayan demir yönünden zengin bir suyu tüketebilir.

Kullanılan suların besin değerlerine bakarak vücudumuza uygun olan bir suyu seçmek kültür açısından bir basamak öne geçirir bizleri.

Su içerken dikkat etmeniz gereken ılık su içmektir,suyun çok soğuk olması bedende suyun daha hızlı yayılmasına ve kana daha hızlı karışmasına neden olur.

Suyun insan vücuduna pek çok faydası vardır bunlardan bazıları;yediğimiz besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere taşınması;hücrelerin,dokuların organ ve sistemlerin çalışması,metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve atılması;vücut ısısının denetiminin sağlanması; çeşitli biyokimyasal olayların oluşması suyun sayesinde olmaktadır.

Peygamber efendimizin su ve yemek yeme ile ilgili insanlığa birtakım öğütleri vardır;bir öğün yemeğe oturulduğunda midenin üçte biri su ile dolmalı,üçte biri yemek ile dolmalı ve üçte biride boş kalmalı şeklinde insanlığa ders olacak büyük ve değerli bir öğüdü olmaktadır.

Bu büyük öğüte de belirtildiği gibi su kilo kontrolünde de çok önemli bir rol oynuyor ve yemeklerden önce su içmek tokluk hissinin daha erken hissedilmesine neden olur.

Su iştahı bastırıyor ve bedenin depolanmış yağlarını metabolize etmesine yardımcı oluyor.Alınan su miktarı azalınca vücutta depolanan yağ miktarı artmaya başlamaktadır.

Su,kilo kaybetmek ve bir daha almamak için ideal bir alternatiftir.

Kilolu vücutların daha çok suya ihtiyacı vardır,bu vücutların metabolik yükleri fazladır.

Yağların yakılmasında suyun özel bir yeri olması nedeniyle kilolu bireyler suya daha fazla ihtiyaç duyarlar. Kilolu bir kişi her 12 kilo fazlası için bir bardak daha fazla su içmelidir. 

Eğer egzersiz yapılıyorsa ya da hava sıcak veya kuru ise yine tüketilen su miktarı artırılmalıdır.İdrarınızı yaptıktan sonra, kaybedilen sıvıyı yerine koymak için bir bardak su içmelisiniz.

RAMAZAN GÜZELLİKLERİ İÇİNDEDİR

rama, ramazan huzuru, ramazan ibadeti, ramazan mutfağı, ramazan sofrası, sağlık önerileri,

Zengin bir tüccar olan Haccac ve adamları Mekke ile Medine arasında yolculuk yaparken bir suyun başında mola verir. Hava sıcak ve karnı çok acıkmıştır. 

Sofra kurulunca Haccac etrafa bakın ,fakir biri varsa getirin beraber yiyelim " der. Bunun  üzerine adamları etrafda üzerinde hırka olan uyur vaziyette bir adam görür. Hemen adamı uyandırıp acele bir şekilde Haccac 'ın yanına götürürler.

Haccac ,
-Gel arkadaş beraber yemek yiyelim der,
-Adam yemem diyerek Haccac'ın teklifini kibarca red eder, Haccac cevabı görünce şaşışır ve sebebini sorar;
-Adam ;Beni senin sofradan daha iyi ,daha güzel bir yere çağırdılar der.
-Nereye Çağırdılar der Haccac
-Adam; Allah'ın misafirliğine çağırdılar , Ben oruç tutuyorum,
-Haccac böyle sıcak ve kavurucu günde mi oruç tutuyorsun der
-Adam şöyle cevapverir. Evet bu sıcak günde oruç tutuyorum ki kiyamet gününün sıcaklığından kurtulayım der.

İŞTE SORUN İBADETLERE BAKIŞ AÇIMIZDA,

-Ramazan'ın Şerif''i yaşadığımız bu mübarek günlerde bazılarımız bu mübarek ayın gerekenlerini yapmaya çalışırken, gerek televizyon kanallarında,gerekse çevrede " Sıcak havalar Ramazan da bunaltacak, oruç tutmak zor, Allah tutana yardım etsin, 

Sıcakta oruç ile hastalanmamak mümkün mü " tarzındaki cümleleri sıkça duyar olduk. Tamam Razamanda oruç tutmak kolay değil biliyoruz  Ancak bu mübarek ayın, rahmet,bereket, fazilet,yardımlaşma,paylaşma ayı olduğunu unutmamak gerekiyor,

- Müslümanların, birbirlerinin ibadet şevkini kırmamaları gerekmektedir. İbadet istemeye istemeye, zorla yapmaya çalıştığımız şey değildir. 

İbaret biz kulların Allahın verdiği nimetlere bir şekilde teşekürüdür.  İbadetin temelinde Rabbimize  duyduğumuz hürmet, muhabbettir. İnşan sevdiğine verdiği hediyenin hesabını yapamıyorsa Rabbine yaptığı ibadetin hesabını yapamaz,

-Mübarek Ramazan ayında ibadetten kaçmaya çalışmak , bahaneler aramak ,ibaredin özünü ,manasını bilmemek demektir. 

Halbuki zorlukla yerine getirlen her ibadetin sana Rabbinden dönüşü misli ile olur.

Kişi Kendini Neye İnandırırsa O Olur

İnsan bir şeyin zor olduğunu düşündüğünde o şey zor hale gelir, Havaclar çok sıcak, günler çok uzun, nasıl oruç tutacağız ? 

Gibi söylemler oruç ibaredetinin yerine getirelemiyecek kadar zor olduğuna dair bir algı oluşturmaktadır, halbuki  oruç tutmada kararlı olan, niyetinden dolayı yüklenen anlam ve onu algılma içimi bireyin psikolojisini etkileyerek daha rahat olmasını sağlamaktadır.

Oruçun Başa ağrısı Migren Şeker Hastalığı Etkileşimi

hafif ramazan yemekleri, ramazan kumanyası, ramazan mutfağı, ramazan sağlık, ramazan yemek listesi, ramazanda beslenme, sağlık önerileri,

Yüksek sıcakların en yoğun yaşandığı aylar olan temmuz ve ağustos aylarında terlemeye bağlı olarak oluşan aşırı su kaybı yaza aylarının en büyük sıkıntısıdır.

Ramazan oruçunun bu iki aylara denk gelmesi vücutta bir takım ağrıların oluşmasına sebep olur.

Nedeni ise gün uzunluğu oruç açma saatlerinin uzaması ve buna bağlı olarak aç ve susuz kalma süresinin uzunluğudur.

Aç kalma süresinin uzunluğu vücudumuzda birtakım olumsuz etkenleri olur.

Bunların başında beslenme düzeninin değişmesi ve çok uzun süre aç kalınması nedeniyle kan şekeri düşmesine bağlı olarak oluşan Baş Ağrısı mide ve barsak sisteminden kaynaklanan ağrıları sayabiliriz

Sağlıklı olarak iş hayatını sürdürebilmek için Ramazan boyunca tüm besin gruplarından yeterli miktarda alınmalıdır. 

Ramazan boyunca metabolizma yavaşladığından, günlük hayatta alınan gıda miktarından daha az gıda miktarı yeterlidir. 

Sağlıklı olarak iş hayatını sürdürebilmek için Ramazan boyunca tüm besin gruplarından yeterli miktarda alınmalıdır. Ramazan boyunca metabolizma yavaşladığından, günlük hayatta alınan gıda miktarından daha az gıda miktarı yeterlidir.

Sebzeler ve meyveler hem içerdikleri vitamin hem de lifler yardımıyla iftar sofralarının vazgeçilmezleridir. 

Sahurda bir bardak süt, bir tane meyve ve yeterli miktarda su, rahat bir gün geçirmeye yardımcı olur. Ağır ve yağlı yemekten kaçınılmalıdır. 

Ramazan ayı boyunca görülen yorgunluk, halsizliğin nedeni kan basıncının düşmesine bağlı olabilir ve terleme, enerjinin bittiğinin hissedilmesi ortaya çıkabilir.

Ayağa kalkıldığında baş dönmesi özellikle öğleden sonra ortaya çıkar. Bunun nedeni iftar ve sahurda yeterli sıvı ve tuz alınmamasıdır.

Uyku düzeninin bozulması nedeniyle oluşan uykusuzluğun oluşturduğu stres kişilerde baş ağrısına yol açabilir, kafeinli içeceklere ve sigara bağımlılığı olan kişilerde rastlanan baş ağrıları vücudun bunlara bağımlı hale gelmesinden kaynaklanır.

Ramazan'da vücudumuz sigara, alkol ve kafeinden arınıyor. Kalp akciğerlerdeki yük azalıyor ve vücut kendini yenilemek için zaman kazanıyor.

Oruç tutan kişinin bağışıklık sistemi güçlenir, zararlı alışkanlıklardan uzak kalmasını vücudun kendini yenilemesine yardımcı olur.

Açlık migrenin birçok türünü tetiklemektedir. Dolayısıyla bir migren hastası oruç sırasında ciddi migren ataklarıyla karşılaşabilir.

Migreni olanlar sahur ve iftar öğünlerini düzgün takip etmek kaydıyla oruç tutabilirler. Ancak migren gibi kronik ağrısı olan kişilerde de oruç tutmak bu ağrıyı tetikleyebilir.

Çünkü açlık, yüzde yüz migren ataklarını tetikleyen bir durum. Hafif ve orta şiddette bir ağrıysa kişi nefes ya da gevşeme egzersizleriyle bu ağrıyı geçirebilir.

Ülkemizde Ramazan ayında nöroloji polikliniklerine ve acil servislere, migren krizi nedeni ile başvuruların arttığı bilinmektedir.

İftar saatlerinin yaklaşmasıyla ortaya çıkan konsantrasyon bozukluğu ise kişinin verimini düşürebiliyor iş hayatını sekteye uğratmaması için; akşamları bol sıvı içilmesini, mutlaka sahura kalkılmasını ve besin gruplarının dengeli tüketilmesini gerekir.